YAYINLANMA : 03.07.2023 - 07:00 / GÜNCELLEME : 03.07.2023 - 08:59
ANAYASA MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ - BİR YIL VEYA DAHA UZUN SÜRELİ ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAYICI CEZADAN MAHKÛM OLANLARIN KISITLANMASINA VE VASİ ATANMASINA İLİŞKİN MEDENİ KANUN HÜKÜMLERİNİN İPTALİ
I.GENEL OLARAK
Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun politika faizini arttırmasından sonra kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile Türk parası cinsinden talep edilen alacaklar başta olmak üzere değişen oranlarda faiz istemi saklı tutulan icra takiplerindeki faiz miktarı 10,75’ten 16,75’e gelmiş oldu.
Buna göre takip talebinin düzenleme altına alındığı İ.İ.K 58/3 düzenlemesi gereğince; alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizin gösterilmesi düzenlenmiştir.
Alacaklı tarafından icra dairesine hitaben hazırlanan takip talebinde faiz miktarı, faizin işlemeye başladığı gün ve alacak gösterilmek zorundadır.
Yargıtay’a göre takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekeceği; ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının takip tarihi itibariyle yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamayacağı, bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekeceğine vurgu yapılmaktadır.
Kanaatimce takip talebinin hazırlanması sırasında dava dilekçesine verilen özen ve hassasiyetin aynen gösterilmesi gerekir. Zira takibe konu alacağın temel ilişkisi ile bağdaştırılamayacak bir faiz oranı ile alacağın tahsili yoluna gidilmesi halinde borçlu tarafından süresi içerisinde bu duruma itiraz edilmesi halinde alacaklının alacağına daha geç kavuşmasına neden olunabilir.
Buna göre borçlu, icra takibinin şekli mucibince İcra ve İflas Kanunu 168. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazın icra mahkemesince incelenmesi gerekir.
Söz konusu kanuni düzenlemeler ile Yargıtay uygulamalarına riayet edilerek hazırlanan takip taleplerinde değişen oranlarda faizin talep edilmesi yahut kambiyo senetlerine özgü hazırlanan takip taleplerinde takip tarihinden sonrasına değişen oranlarda faiz uygulanabilmesi için, talep edilen faiz oranının takip tarihi itibariyle ticari veya yasal faiz oranına denk gelmesi halinde alacağın güncel faiz miktarı ile tahsili sağlanabilecektir.
Öte yandan alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık sabit oranlı faizi ile tahsilinin talep edilerek kesinleşmesi halinde; yasal, avans, ticari temerrüt faiz oranına denk gelmeyen bir faiz oranı ile alacak tahsilinin talep edilmesi ve takip talebinde değişen oranlardan bahsedilmemesi halinde yapılacak dosya hesaplamasının takipte kesinleşen sabit oran üzerinden hesap edilerek sonuca gidilmesi yerinde olacaktır.
II.GÜNCEL YARGI KARARLARI
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/5889 Esas ve 2022/7312 Karar
Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takipten sonraki dönem açısından fahiş faiz oranı üzerinden yapılan dosya hesabının düzeltilmesi ile borçlu olamadığının tespiti halinde emekli maaş üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece şikâyetin kabulüne ve emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o tür faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, ödeme emrinde talep edilen faiz oranının yasal veya ticari faizden farklı olması ve itiraz edilmeksizin kesinleşmesi durumunda anılan faizin uygulanması gerekecektir.
Öte yandan, TTK'nın 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden, TBK'nın 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır.
Somut olayda; 9.284,79 TL alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %36 sabit oranlı faizi ile birlikte tahsilinin istendiği, takibin bu haliyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. 09.02.2006 tarihli takip talebinde takip tarihinden itibaren yürütülmesi istenen işleyecek yıllık %36 faiz oranının, yasal ya da ticari temerrüt faiz oranına denk gelmediği açıktır. Bu durumda talep edilen faiz oranı, belirtilen faiz oranlarına uygun olmadığından ve faiz oranına süresinde itiraz da edilmediğinden, alacaklının takipten sonrası için, yasal ya da avans faiz oranının uygulanmasını istediği sonucuna varılamaz. Dolayısıyla, takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde, değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması mümkün olmayıp; kesinleşen yıllık %36 oranı esas alınmalıdır.
O halde, mahkemece yukarıda değinilen açıklamalar doğrultusunda, takipten sonrası için işleyecek faiz oranının itirazsız kesinleştiği hususu göz önünde bulundurularak, şikayete konu dosya hesabının sabit yıllık %36 faiz oranı esas alınarak yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece değişen oranlarda avans faizi oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna dayalı olarak şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/1000 Esas ve 2015/11074 Karar
Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlu tarafından takibe konu senetlerin konut projesi kapsamında verildiği, takip talebinde ve ödeme emrinde açıkca faiz oranı belirtilmediği ve ... icra dairelerinin yetkili olduğu nedeni ile takibin ve ödeme emrinin iptaline, yetkisizlik itirazlarının kabulüne karar verilmesinin talep edildiği mahkemece evrak üzerinden yapılan inceleme sonucunda faize itirazın kabulü ile ödeme emrinin iptaline, yetki itirazının reddine karar verildiği görülmektedir.
Alacaklı tarafından 10/04/2012 düzenleme, 30/08/2013 vade tarihli, 25.000 TL bedelli ve 10/04/2012 düzenleme, 30/01/2014 vade tarihli, 25.000 TL bedelli senetlere dayanarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip talepnamesinde, 3095 Sayılı Yasa'nın 14/12/1999 gün ve 4489 Sayılı Yasa ile değişen hükümlerine göre ileride lehe olan oranlar dikkate alınmak kaydıyla işleyecek avans oranları üzerinden hesaplanacak avans faizi talep edildiği ve ödeme emrinin de takip talepnamesine uygun düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, borçlunun süresi içerisinde başvurusu üzerine İİK'nun 169/a maddesi gereğince duruşma açılarak, bu konudaki itiraz yöntemince incelenerek, taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların beyanları alındıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; evrak üzerinde eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/25659 Esas vev2016/2128 Karar
Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, icra müdürlüğünün dosya hesabını değişen oranlı avans faizi üzerinden değil % 27 faiz oranından yapmasına ilişkin 01.8.2013 tarihli işleminin iptalini istemiş, mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir.
Takip tarihinden sonrasına değişen oranlarda faiz uygulanabilmesi için, talep edilen faiz oranının takip tarihi itibariyle ticari veya yasal faiz oranına denk olması gerekir. Böyle bir durumda alacaklının ticari ya da yasal faiz istediği kabul edileceğinden, faizin anılan faiz türlerine göre değişen oranlarda hesaplanması gerekmekte olup, bu husus borçlu tarafından her zaman ileri sürülebilir.
Somut olayda ise, 35.000,00 TL alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %27 oranından az olmamak üzere sabit oranlı faizi ile birlikte tahsilinin istendiği, takibin bu haliyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. 11.9.2009 tarihli takip talebinde takip tarihinden itibaren yürütülmesi istenen işleyecek %27 faiz oranının, yasal ya da ticari temerrüt faiz oranına denk gelmediği açıktır. Bu durumda talep edilen faiz oranı, belirtilen faiz oranlarına uygun olmadığından ve faiz oranına süresinde itiraz da edilmediğinden, alacaklının takipten sonrası için, yasal ya da avans faiz oranının uygulanmasını istediği sonucuna varılamaz.
Dolayısıyla, takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde, değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması mümkün olmayıp; kesinleşen %27 faiz oranı esas alınmalıdır.
O halde, mahkemece, yukarıda değinilen açıklamalar doğrultusunda, takipten sonrası için işleyecek faiz oranının itirazsız kesinleştiği hususu göz önünde bulundurularak, şikâyete konu dosya hesabının sabit % 27 faiz oranı esas alınarak yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda oluşacak neticeye göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/12491 Esas ve 2019/18525 Karar
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takip kesinleştikten sonra yapılan ödemelerle dosya borcunun itfa edildiğinden bahisle icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece, 25.3.2016 havale tarihli bilirkişi raporu esas alınarak şikayetin kısmen kabulü ile dava tarihi itibariyle 673.737,72 TL yönünden vaki ödeme nedeniyle icranın geri bırakılmasına, takibin kalan 915.698,22 TL yönünden devamına hükmedildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, takipte istenen %30 faiz oranı üzerinden hesaplama yapıldığı, ancak borçlu tarafından yapılan şikayet üzerine ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/420 E. sayılı dosyasında verilen kararla, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verildiği ve bu kararın 28.02.2019’da kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde, icra mahkemesince verilen ve kesinleşen karar gereğince, değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması gerekli olup, mahkemece, takip tarihinden sonraki avans faiz oranları belirlenerek, takipten sonrası için % 30 oranı aşılmamak kaydıyla dönem dönem değişen avans faiz oranlarına göre, şikayet tarihi itibarı ile dosya borcunun itfa edilip edilmediği değerlendirilerek; oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, yargılama sırasında verilen ve kesinleşen icra mahkemesi kararı göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.