YAYINLANMA : 25.03.2023 - 16:16 / GÜNCELLEME : 25.03.2023 - 16:17
İFLASIN KALDIRILMASI
Madde 182 – Borçlu bütün alacaklılarının taleplerinin geri aldıklarına dair bir beyanname veya tekmil alacakların itfa olunduğu hakkında bir vesika gösterir veya akdolunun konkordato tasdik edilirse mahkeme, iflasın kalkmasına ve borçlunun serbestçe tasarrufu için mallarının kendisine iadesine karar verir.
(Değişik ikinci fıkra: 2/3/2005-5311/14 md.) İflâsın kaldırılmasına, alacak hakkındaki taleplerin kaydı için muayyen müddetin bitmesinden iflâsın kapanmasına kadar karar verilir. İflâsın kaldırılması hakkında verilen hükme karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.
İflasın kaldırıldığı ilan olunur.
I.GENEL OLARAK
Müflis, iflas tasfiyesi devam ederken tüm alacaklıları ile anlaşarak onların borcunu ödemek yahut alacaklıların alacak haklarından vazgeçmelerini sağlamak suretiyle iflas kararını veren ticaret mahkemesinden hakkında verilen iflas kararının bütün sonuçları ile kaldırılmasını talep edebilir.
Müflis hakkında verilen iflas kararının kaldırılabilmesi için bütün alacaklıların ve alacak miktarlarının belirli olması gerekir. İflasın açılmasından sonraki bir ay içinde alacakların kaydedilmesi için gereken sürenin bitiminden başlayarak iflasın kapanmasına karar verilecek süreye kadar iflasın kaldırılması istenebilir. İflasın açılması ile alacaklıların iflas dosyasına alacaklarını kaydettirmeleri için gereken bir aylık süre geçmeden iflasın kaldırılması talebinin değerlendirilmesi kanaatimce uygun değildir.
İflasın Kaldırılması Sebepleri
Bütün Alacaklıların Taleplerini Geri Alması
İflasın kaldırılması sebeplerini İ.İ.K 182 madde içerisinde ayrı ayrı belirlemiştir. Buna göre ilk olarak iflasın kaldırılabilmesi için bütün alacaklıların taleplerini geri almış olması gerekir. Müflis kendisinden alacaklı olan herkesin taleplerini geri aldıklarını bir beyanname ile tevsik etmek suretiyle gösterir. Bir diğer ifadeyle müflisten alacaklı olan kimseler alacak kaydı yaptırdıkları iflas dosyasına bu alacaktan koşulsuz şartsız vazgeçtiklerini beyan etmeleri gerekir.
Klasik anlamda fiili uygulama içerisinde talepname olarak nitelendirilecek şekilde müflisten alacaklı olan kimselerin tamamının iflas dosyasındaki alacaklarından hiçbir şart ve koşul olmaksızın vazgeçtiklerini yazmaları önemlidir.
İ.İ.K 8 maddesinde tutanakların nasıl düzenleneceği düzenleme altına alınmış olduğundan iflasa müessir taleplerinde bu şekilde tanzim edilmesine özen gösterilmesi gerekir. İcra ve iflas daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra memuru veya yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanır.
Yine İ.İ.K 8/a maddesi mucibince elektronik ortamda; İcra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas iş ve işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi kullanılır; her türlü veri, bilgi, belge ve karar, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır. Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmündedir. Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı ispat gücünü haizdir. Güvenli elektronik imza, kanunlarda güvenli elektronik imza ile yapılamayacağı açıkça belirtilmiş olan işlemler dışında, elle atılan imza yerine kullanılabileceği düzenleme altına alındığından bu yol kullanılmak suretiyle de müflisin alacaklıları alacaklarından koşulsuz şartsız vazgeçtiklerini beyan edebilirler.
İ.İ.K 233 maddesine göre reddedilen alacaklara ilişkin olarak, sıra cetvelinde alacağı kabul edilmeyen alacaklı süresi içerisinde sıra cetveline itiraz davası açmamış ise o halde iflasın kaldırılması sırasında talep edebileceği bir hakkı olmadığından rızasının alınması gerekmez. Ancak yasal süresi içerisinde sıra cetvelinde kabul edilmeyen alacağı yönünden, cetvele itiraz davası açmış olan alacaklı bakımından bu durum farklılık arz eder. Sıra cetvelindeki alacağına ilişkin olarak itiraz eden alacaklının iflasın kaldırılmasında alacaklı olarak dikkate alınıp alınmayacağı dikkate alınacaksa ne miktar bir alacak için dikkate alınacağı hususuna sıra cetveline itiraz davasını inceleyen ticaret mahkemesi karar verir.
Sıra cetveline itiraz davası açmış olan davacı alacaklının iflasın kaldırılmasında dikkate alınmaması hakkında bir ihtiyati tedbir kararı müflis tarafından getirilmez ise yine alacaklının davasından vazgeçmemesi yahut müflis tarafından borcun ödenmemesi yahut alacağa istinaden teminat gösterilmemesi durumunda ticaret mahkemesi iflasın kaldırılması talebinin reddine karar verir.
İflasın kaldırılması davası görülürken alacaklılardan herhangi birisi ya da birkaçının şarta bağlı olarak iflasın kaldırılmasına karar verilmesine müsaade eylediğinin anlaşılması üzerine Borçlu müflis ise bu alacaklılardan kayıtsız ve şartsız iflasın kaldırılması hakkında yukarıda gösterildiği usullerde talep getirmesi gerekecektir aksi surette kayıtsız ve şartsız iflasın kaldırılmasına borçluların muvafakat etmemesi nedeniyle mahkemece iflasın kaldırılması talebinin reddine karar verilir.
Bütün Alacakların İtfa Edilmiş Olması
Borçlu müflis tarafından hakkında düzenlenen sıra cetvelinde yazılı alacaklıların alacaklarının tamamı faizler dahil olmak üzere ödenmiş olması gerekir. Bu kapsamda müflis tüm borçlarını ödediğini İspat etmesiyle birlikte hakkında verilmiş olan iflas kararının kaldırılmasını talep edebilir.
Müflis bazı alacaklıların alacaklarını ödemiş (itfa etmiş; bir borcu ödeme, takas, af ve benzeri bir sebeple borcu kapatma, terkin) bazı alacaklılarında alacak taleplerini geri almış olması hâlinde de müflis tarafından iflasın kaldırılması istenebilir.
Konkordatonun Tasdik Edilmiş Olması (İ.İ.K 224/2)
Müflis hakkındaki iflas tasfiyesi devam ederken, borçlu müflis tarafından konkordato teklif edilebilir.
İflâsına hükmedilmiş olan bir borçlu konkordato talep ederse veya bu borçlunun alacaklılarından biri konkordato işlemlerinin başlatılmasını isterse, iflâs idaresi, görüşüyle beraber ikinci alacaklılar toplanmasında veya daha sonra müzakere edilmek üzere alacaklılara bu talebi bildirir. 302 ilâ 307 nci maddeler ile 308/a ilâ 308/g maddeleri burada da uygulanır. Komisere ait görevler iflâs idaresi tarafından yapılır. Konkordato talebinin alacaklılar tarafından kabul edildiği toplantının yapıldığı tarihten, konkordatonun mahkemece tasdik edildiği tarihe kadar geçen sürede müflisin mallarının paraya çevrilmesi durur. Bu süre altı ayı geçemez. Konkordato hakkında verilen karar iflâs idaresine bildirilir. (İ.İ.K 309/1)
Konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi üzerine iflâs idaresi iflâsa hükmeden mahkemeden iflâsın kaldırılmasını ister. İflâstan sonra konkordato iflâs tasfiyesi içinde ancak bir defa istenebilir.
Son olaraksa iflasın kaldırılması en geç iflasın kapanmasına kadar istenebilir.
II.GÜNCEL YARGI KARARLARI
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1654 Esas ve 2021/1911 Karar
Davacı vekili; davalı ... Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş. tarafından müvekkili aleyhine açılan dava sonucu iflas kararı verildiğini, daha sonra müvekkili tarafından .... Motorlu Araçla A.Ş. aleyhine açılmış olan menfi tespit davasını tazminata dönüşmesi sonucunda Yargıtay kararı uyarınca davaya konu edilen taşınmaz bedelinin tahsili ile birlikte kira paraları için yapılan icra takiplerinden dolayı müvekkilinin borçlu bulunmadığına karar verildiğini, onanarak kesinleştiğini, buna göre müvekkilinin iflasına karar verilmesine neden olan davalı .... Motorlu Araçlar A.Ş. gerçekte borcunun bulunmadığının sabit olduğunu, iflastan sonra da alacak yazdıran kurumlara olan tüm borçların ödenerek müvekkilinin hiçbir borcun kalmadığını ileri sürerek, iflasın tüm sonuçları ile birlikte kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, borçlunun borcunun ortadan kalkmadığını, taşınmazın bedelinin borçluya ödenmesi ile birlikte ana borcun ödenmesi gerektiğini, halen 4.235.158,00 TL borcunun olduğunu ve bu alacağın tahsili için dava açıldığını, bu dava sonucunun beklenilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından masaya alacak kaydeden alacaklıların hiçbir alacağı kalmadığı, davalının ise alacağının iflas davasında belirtilen dışında daha sonra müflis şirket ile devam eden ilişki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak veya kayıt kabul davasının iflasın kaldırılmasına ilişkin davada etkisinin olmadığı, davacının iflasına ilişkin kararda belirtilen alacak miktarına ilişkin açılan menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanarak kesinleştiği, diğer alacaklara ilişkin açılan menfi tespit davalarının da kabul edildiği ancak kesinleşmediği, bunlara ilişkin olarak da davacı tarafça teminat gösterildiği gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iflasın kaldırılması istemine ilişkindir.
İflas masasının bu safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), "alacakların ödenmesine tahsis olunur" (İİK m.184,I,c.1). Buradaki "alacaklar" teriminden maksat, aslında yalnız "iflas alacaklarıdır." İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilirken (masaya yazdırılabilirken), müflisin iflas açılmasından sonra doğan alacakları, iflas alacağı olmadığından, iflas masasından talep edilemez.
Bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.
Somut olayda, taraflar arasında önceki yıllara dayalı ticari ilişkinin varlığı sabit olup, 06.07.1999 tarihinde davalı .... Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş. iddiasına göre davacının borcun karşılık olarak taşınmazını davalıya devrettiği, bu devirden sonra da davalının davacı .... Oto Petrol Deniz Araçları A.Ş.’den olan kira alacağı nedeni ile takip başlattığı ve iflası istemi ile açtığı dava sonucunda kira alacağına dayalı takip borcu ödenmediğinden davacının iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İflas kararı sonrasında davacı .... Oto Petrol Deniz Araçları A.Ş.’nin, davalı ..... Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş.’ye kira alacağından dolayı menfi tespit davası ile taşınmazın tapu iptal ve adına tesciline ilişkin açtığı dava sonucunda kira alacağı yönünden menfi tespit kararı verilmiş, taşınmazın ...... A.Ş. tarafından 3. kişiye satılmış olması nedeni ile taşınmaz bedelinin ........ A.Ş.den tazminine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Davacı ..... Oto...AŞ. iflasına neden olan borcun mahkeme kararı ile ortadan kalktığından bahisle iflasın kaldırılmasını talep etmiş, davalı .... Oto.. A.Ş. ise taşınmaz bedelinin davacı ... Oto.. A.Ş.'ye ödenmesi ile birlike asıl borcun hala devam ettiğini ve bunun için dava açıldığını, bu bedel ödenmeden iflasın kaldırılmasına karar verilemeyeceğini savunmuştur.
Uyuşmazlık ... Oto.. A.Ş.'nin, iflasın kaldırılmasını isteyen ... Oto .. A.Ş.’den talep ettiği alacağın iflas alacağı mı yoksa masa alacağı mı olduğuna ilişkindir. İlk derece mahkmesince ... Oto.. A.Ş.’nin alacak talebinin sebepsiz zenginleşmeye dayandığı, bu durumda alacağın doğum tarihinin sebepsiz zenginleşmenin doğduğu tarih olduğu, bu tarihin ise menfi tespit davasının kesinleşme tarihi olduğunun kabulü ile bu alacağın iflas tarihinden sonra doğan bir alacak olduğu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi de iflastan sonra devam eden davaların iflasın kaldırılması davasına etkisi olmayacağı kabul edilmiş ise de, ... Oto.. A.Ş.’nin alacak iddiasının dayanağı iflas öncesi ticari ilişkiye ve 06.07.1999 tarihli taşınmaz devrine dayanmakta olup, ... Oto... A.Ş. tarafından açılan dava kayıt kabul davasıdır. Bu durumda derdest olan kayıt kabul davasının sonucu beklenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile iflasın kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/4072 Esas ve 2018/2982 Karar
Davacı vekili; davacı hakkında .... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/544 Esas 2012/118 Karar sayılı kararı ile iflas kararı verildiğini, iflas kararının temyiz edildiğini, iflas kararının açıklanması üzerine adi tasfiyenin başladığını, bazı alacakların masa hesabından çıkartılması için ..... 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/211 Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını ve masaya kayıtlı olan ... ile.....hakkında alacak ve alacaklı hesabına katılmama kararı verildiği, genel iflas yolu ile davacı aleyhine yapılan takibe konu borcun ödendiğini, 26/05/2015 tarihi itibariyle iflas masa hesabı kasasına 2.210.000 TL nakit para yatırıldığını bu halde masaya kayıtlı bütün alacaklılar ile sorun kalmadığını, davacının iflas halinde olmaması, alacaklı görünenlerin iflasın kaldırılmasına rıza gösterdikleri, tüm borçların ödenmesi ve masa hesabında nakit paranın fazlalıkla varlığı, davanın zaman yönünden hukuka uygun olması sebebiyle davacı aleyhine verilen iflas hükmünün bütün sonuçları ile kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkeme; iddia, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket hakkında iflas kararı verildiği, iflas masasının oluşturulduğu, iflas kararının temyizi üzerine mahkeme kararının Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2015 tarih ve 2014/10794 Esas, 2015/6836 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, dosyanın yeniden mahkemenin 2015/1413 esasına kaydının yapıldığı, davacının davadan feragat ettiği, feragat sebebiyle davanın reddine karar verildiği, tarafların temyiz hakkından feragat etmeleri sebebiyle kararın kesinleşmiş olduğu, böylelikle davacı şirket hakkında verilen iflas kararının ortadan kalktığı ve bu durumda davacı şirket hakkında iflastan ve iflas masasından söz edilemeyeceği gerekçesiyle talebin kabulü ile davalı şirket hakkındaki iflasın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararını ...,....., ... vekili temyiz etmiştir.
Mahkeme; ek karar ile; temyiz edenlerin dosyada herhangi bir taraf sıfatı bulunmadığı, yargılama sırasında da dosyaya müdahale talebinde bulunmamaları gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar vermiştir.
Ek kararı ..., .... Bakanlığı (Emniyet Genel Müdürlüğü), ... vekili temyiz etmişlerdir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/8268 Esas ve 2014/3143 Karar
Talepte bulunan mirasçılar vekili, muris İ. T.. hakkında mahkemenin 1988/344 Esas sayılı dosyasında iflas kararı verildiğini, mirasçılarının Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/345 Esas sayılı dosyası ile açtıkları terekenin tasfiyesine ilişkin davanın derdest olduğunu, dosyadaki rapora göre iflas nedeniyle Ankara 21. İcra Dairesi'nin 1988/45 sayılı dosyası ile alacakların tamamının itfa olduğu belirtildiğinden mahkemece iflasın kaldırılması konusunda yetki verildiğini ileri sürerek, borçların itfa edilmiş olması nedeniyle iflasın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
İflas davasında davacı A.. S.. vekili, müflis aleyhine yürütülen Ankara 3. İcra Müdürlüğü'nün 1988/3112 sayılı takip dosyasına konu borcun ödenmediğini, eksik ödeme bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Ankara 21. İcra Müdürlüğü yazına göre 1988/45 sayılı iflas dosyasında bütün alacakların ödendiği, bakiye faiz alacaklarının da hesaplanarak dosyaya alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne, İİK'nın 182. maddesi uyarınca, mahkemenin 1988/344 Esas, 1988/921 Karar sayılı ilamı 28.12.1988 tarihinde iflasına karar verilen Ankara Ticaret Sicili'nin 60920 sicil numarasında kayıtlı İ.T.. hakkındaki iflasın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, iflas davasındaki davacı A.. S.. vekili temyiz etmiştir.
Dava, müflisin iflasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İİK'nın 182. maddesi hükmüne göre, “Borçlu bütün alacaklılarının taleplerinin geri aldıklarına dair bir beyanname veya tekmil alacakların itfa olunduğu hakkında bir vesikagösterir veya akdolunan konkordato tasdik edilirse mahkeme, iflasın kalkmasına ve borçlununserbestçe tasarrufu için mallarının kendisine iadesine karar verir.” hükmü bulunmaktadır. Bu durumda, borçlunun bütün borçlarının itfa edildiğinin veya alacak taleplerinin geri alındığının belirlenmesi gerektiğinden, gerekirse diğer borçlularında haberdar edilerek, borçların tamamının itfa edildiğinin belirlenmesi açısından gerekiyorsa dosya üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi kurulu oluşturularak inceleme yaptırılmak suretiyle İİK'nın 182. maddesinde yazılı koşulların oluşup oluşmadığının belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken, diğer borçlarının durumu belirlenmeksizin, temyiz eden alacaklının alacağının itfa edilmediğine ilişkin itirazları da karşılanmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/3069 Esas ve 2014/2684 Karar
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2000/839 Esas, 2000/847 Karar sayılı ilamıyla iflasına karar verildiğini, kararın kesinleşmesinden sonra iflas masasının teşkil ettirildiğini, Ankara İflas Müdürlüğü'nün 2000/35 Esas sayılı iflas dosyasında tasfiye işlemlerine başlandığını, müvekkilinin alacağını iflas masasına yazdıran bütün alacaklıların alacağını ödediğini, şu anda herhangi bir borcunun kalmadığını ileri sürerek, İİK'nın 182. maddesi uyarınca iflasın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının iflasına Ankara Ticaret Mahkemesi'nin hükmettiği, daha sonra davacının adresini değiştirerek mahkemenin yargı sahası içerisine geçtiği, iflasa karar verilirken yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle, iflasın kaldırılması isteminde de yetkili mahkemenin aynı yer mahkemesi olduğu, başka bir deyişle, müflisin talebi üzerine iflasın kaldırılmasına karar verecek mahkeme (m.182/1) de, evvelce iflasa karar veren yer ticaret mahkemesi olduğu (Prof. Dr. Timuçin Muşul- İcra ve İflas Hukuku s.1260) gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği sebebiyle davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.